Bingöl Doğası Gezi Yerleri

Bingöl Doğası Gezi Yerleri

Bingöl Doğa ve Kültür Gezi Noktaları

Bingöl, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölgesinde yer alır ve Anadolu'nun düşman istilası görmeyen bölgelerinden biri olarak öne çıkar. Denizden yüksekliği 1250 metreyi aşan ve dağlarla çevrili bir coğrafyada bulunan Bingöl, eski devirlerde bir beyliğe başkent olmasına rağmen genellikle otlak olarak kullanılmıştır. Tarihi M.Ö. 4000-5000 yıllarına kadar uzanan Bingöl, Urartular, Asurlar, Hititler, Persler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi çeşitli devletlerin egemenliği altında kalmıştır. İslam orduları tarafından 639 yılında fethedilen şehir, 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Mengüç Bey'in beyliği altına girmiştir. Daha sonra Saltukoğulları, Danişmendliler ve Timur Han'ın hakimiyeti altına giren Bingöl, 1402'de Akkoyunlulara bağlanmıştır. Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in zaferiyle 1473 yılında Osmanlı Devleti'ne katılmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında Çapakçur adıyla Bitlis Vilayeti'nin Genç sancağı içinde yer almıştır. Cumhuriyet döneminde 1926 yılında Elazığ'a, 1929 yılında da Muş'a bağlanan Bingöl, 1936 yılında vilayet statüsü kazanmıştır. 1945 yılında il merkezi Çapakçur'un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.

Kaplicalari (licalar)
Bingöl-Karlıova kara yolunun 20 km'sinde yer alan İncila Kaplıcaları, Beşiri ilçesinde bulunan 42 °C sıcaklığındaki termal sularıyla bilinmektedir. Bu termal sular, egzama, sedef, romatizmal hastalıklar ve kadın hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. İki farklı tesisten oluşan kaplıcaların toplam 170 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Bu tesisler Bingo Üniversitesi'ne aittir ve özel sektör tarafından işletilmektedir. Ayrıca her iki tesisin bünyesinde farklı konseptlerde özel havuzlar da mevcuttur. Kaplıcalar, gece konaklaması için uygun bir seçenek sunmaktadır.

Yüzer Adalar
Bingöl şehir merkezine 45 km mesafede bulunan Yüzen Adalar, Bingöl-Solhan kara yoluna 4.5 kilometre uzaklıktadır. Tamamen doğal bir oluşum olan Yüzen Adalar, dağlar ve tepelerle çevrili doğal bir krater gölü üzerinde yer almaktadır. Göletin alanı 300 metrekare civarında olup, derinliği 50 metreye kadar ulaşmaktadır. Yaz ve kış aylarında su seviyesi değişmeyen gölün ortasında hareket eden ve üzerinde ağaç bulunan üç adacık bulunmaktadır. Bu adalar, göl içinde birbirinden bağımsız olarak yavaşça hareket etmektedir. Bu eşsiz manzarayı kaydetmeyi unutmayın!


Hesarek Kayak Merkezi
Bingöl şehir merkezine 54 km mesafede bulunan Hesarek Kayak Merkezi, 2283 rakımda Hesarek Dağı eteklerinde konumlanmıştır. Hesarek Kayak Tesisleri üç pistten oluşmaktadır: Teleski Pisti (1800 m), Teleski Pisti (1600 m) ve Baby Lift Pisti (200 m). 35 odalı ve 70 yatak kapasiteli otel binası ile hizmet vermektedir. Yaklaşık 5 ay süren kayak sezonuyla Türkiye'nin en uzun kayak sezonlarından birine sahip olan Hesarek Kayak Merkezi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin cazibe merkezlerinden biri olma yolunda yeni yatırımlar ve gelişmelerle büyümeye devam etmektedir.


Çir Şelalesi,
Ilıcalar Beldesine 8 km uzaklıkta bulunan bir doğa harikasıdır. Büyük Çin Taşı adı verilen 100 m yüksekliğindeki kayalığın ortasından 50 m yükseklikten düşen şelale, suyun adeta dans ederek düşmesiyle görsel bir şölen sunmaktadır. Selale ve çevresi muazzam manzaralarla kaplıdır. Buraya gelerek serin suyun keyfini çıkarabilir, piknik yapabilir veya doğa yürüyüşüne çıkabilirsiniz. Elbette, bol bol manzara fotoğrafı çekmeyi de unutmayın. Yazın sıcaklığında serinlemek için şelalenin soğuk suyundan içip ferahlayabilirsiniz.


Sülbüs Dağı,
Yayladağı ilçesinin kuzeybatısında konumlanmıştır. Dağ, dağcıların sıkça uğradığı bir nokta olup, tepesi düz olmakla birlikte uzaktan bakıldığında sivri bir koni şeklinde görünmektedir. Temmuz ayının ortasına kadar tepesinde kar eksik olmaz. Yaz aylarında, dağın zirvesinde üç gün süren bir festival düzenlenir.

Dağın tepesinde, taşlarla çevrili bir alan bulunmaktadır ve bölge halkının ziyaret ettiği bir mekan olarak kullanılmaktadır. Zaman zaman kurban kesmek amacıyla ziyaret edilen bu mekanda, 2900 metre rakıma kadar çıkılabilmektedir. Bu alanda dualar edilir, mumlar yakılır ve geleneksel ritüeller gerçekleştirilir. Dağ, hem doğal güzelliği hem de kültürel önemi ile bilinmektedir.


Buban Bacaları,
Sancak Beldesi'ndeki Oguldere köyünde bulunan ve gizemli görüntüsüyle dikkat çeken bir alan olarak bilinmektedir. Buban Bacaları'nın oluşumuyla ilgili kesin bilgilere ulaşılamamıştır; ancak genellikle vadilerin yamacından inen sel suları ve rüzgarın tuflerden oluşan yapıyı aşındırması sonucu peribacası şeklindeki kayaların ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu etkileyici ve ilginç sivri kaya oluşumlarını görmek için Oguldere köyüne ziyaret düzenleyebilir ve bu doğal güzellikleri fotoğraflayabilirsiniz.

Zag Magaraları,
Bingöl-Solhan-Muş kara yolunun 18. km'sinden ayrılan Cokçeli Kusburnu köy yolu üzerinde, Kusburnu köyü yakınlarında bulunmaktadır. Magaralar, MS 5. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve bu dönemde Roma İmparatorluğu'nun baskısı altında yaşayan, Hristiyan inancına sahip toplulukların yerleşim, yaşam ve ibadet alanı olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Zag Magaraları, beş katlı bir yapıya sahiptir. Ziyaretçiler, ana kaya tabanına oyulmuş ve içeri sivalı küp biçimindeki çukurların bulunduğu odalardan geçerek en üst kata ulaşabilirler. Bazı odalarda ise tahıl ve şıv (yağ, içki) depoları olarak kullanıldığı düşünülen çukurlar bulunmaktadır. Bu magaralar, Roma İmparatorluğu'nun etkisi altındaki dönemin izlerini taşıyan, keşfedilmeye değer nadir güzellikteki bir doğal alanı oluşturur. Magaraların benzersiz yapısı ve tarihî dokusu ziyaretçilere hayranlık verici bir deneyim sunmaktadır.


Kala tepesi Güneşin Doğuşunu İzlemek
Kala Tepesi, dünyanın farklı bölgelerinden ve özellikle İsviçre'nin Alp Dağları'ndan gözlemlenen güneşin doğuşunu muhteşem bir şekilde izleyebileceğiniz bir noktadır. Bingöl'ün Karlıova ilçesinde yer alan bu tepeden, Bingöl Dağları'nın zirvesinde bulunan Kala Tepesi'nden güneşin doğuşunu görmek, normalde gözlemlenen manzaralardan çok farklı ve etkileyici bir deneyim sunmaktadır.

Bu olağanüstü manzarayı görmek için her yıl 15 Temmuz ile 15 Ağustos tarihleri arasında en uygun zaman olarak belirtilir. Kala Tepesi'nde güneşin doğuşunu izlemek için Bingöl şehir merkezinden taşıma araçları kullanarak dağ eteklerine kadar ulaşabilir, ardından zirveye doğru 25-30 dakikalık bir yürüyüşle devam edebilirsiniz. Günün ilk ışıklarını ve güneşin yavaşça yükselerek doğuşunu bu eşsiz noktadan izlemek, unutulmaz bir deneyim sunacaktır.


İsfahan Bey Camii
Bingöl şehir merkezinde bulunan tarihi İsfahan Bey Camii'nin birçok onarıma rağmen günümüze kadar ulaştığı anlaşılıyor. 16. yüzyılın başlarında Akkoyunlu mimarisiyle inşa edilen cami, Capakcur Emiri İsfahan Bey tarafından Abtor (Ab. Tahur) bölgesinde yapılmıştır. Tarihî eserleri bünyesinde koruyabilmiş olan cami, zamanla meydana gelen hasarlara karşı direnç göstererek varlığını sürdürmektedir.

Gerindal Gölü
Bingöl'e yaklaşık 20 yayla tarafından çevrili ve Yayla Dağı'nın zirvesinde yer alan bir göldür. Göl, bölge halkı arasında bir buluşma noktası olarak bilinir. Göl, kartal tepesi ve irili ufaklı sellerin bulunduğu bir alanı içerir. Yaz aylarında karın erimediği bir kamp alanına sahiptir. Göl, kamp yapmak ve doğa yürüyüşleri yapmak isteyen doğa severler için güzel bir ziyaret noktası olarak öne çıkmaktadır. Göl, zorlu bir yürüyüş veya binek hayvanlarla ulaşılabilen bir alan olarak açıklanmış. Bu doğal güzellikleri keşfetmek isteyenler için harika bir destinasyon gibi görünüyor.

Adaklı Tarihi Çeşmesi
üç gözlü ve taştan yapılmış tarihi bir çeşmedir. Çeşmenin üst tarafındaki kabartma, Akkoyunlu Devleti zamanında yapıldığını düşündürmektedir. Çeşmenin suyu, üst tarafında bulunan tapınağın altından çıkmaktadır. Tapınağın girişinde ata binen bir adam figürü görülmektedir. Günümüzde bu tarihi yapıların üst tarafında bir cami yapılmış olup, bu alanda üç farklı kültüre ait eserleri bir arada görebilirsiniz. Bu çeşme ve etrafındaki yapılar, tarihi ve kültürel bir öneme sahip olabilir.

Sülüklü Göl (Tarbasan Çölü)
Bingöl merkeze bağlı Sarıçiçek köyünde bulunmaktadır. Bu gölde eskiden beri sülük bulunduğu bilinse de zaman içinde sülük sayısının azaldığı söylenmektedir. Özellikle sülük arayanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Sülüklerin, iltihapsız eklem romatizmaları, sedef, egzama gibi cilt hastalıklarına karşı bir çare olduğuna inanılır. Gölde sülük tedavisi arayanlar için bir şifa kaynağı olabilir. Ayrıca doğal güzellikleri görmek ve gezmek isteyenler için de ilginç bir destinasyon olabilir.